Markanızın bir hikayesi var mı?

Ziyaretçilerinize değer verin

İçeriklerinizi kullanıcı için yazın ve arama motorları için optimize edin. Optimize edilmemiş sayfalar google ve kullanıcıların gözünde sıradan sayfalardır. Daha fazla görünür olmak varken eğer sizde rakiplerinizi geçemiyorsanız ilk olarak sunucuzu kontrol edin, daha sonra site içi optimizasyonlarınızı gözden geçirin.

Markanızın bir hikayesi var mı?

Her markanın iyi bir hikayesi olmak zorunda. Çevrenizde sıkça kullandığınız internet sitelerini düşünün… Neden o web sitelerini tercih ettiğinizi biliyor musunuz? Kullanıcı deneyimi yüzünden olabilir mi? Sizin satın alma konforunuzu yada blog içeriği okuma keyfinizi arttırdıkları yada sizin ilginizi çekecek içerikler ürettikleri için olduğu aşikar. Sizde kendi müşterileriniz için iyi bir hikaye oluşturun. Uygun fiyat, ücretsiz kargo gibi avantajlar artık bir marka için tercih sebebi olmaktan çıkalı uzun yıllar oldu. Bu gibi klasik söylemleri bir kenara bırakıp farklı stratejilere yönelin.

Mesela bidolubaski.com örneği üzerinden gidelim. Kartvizit bastıracaksınız ve grafik tasarım bilginiz mi yetersiz? bidolubaski sitesine giriyorsunuz ve kendi kartvizitinizi kendiniz oluşturuyorsunuz. Ne kadar harika değil mi? Bu özelliği yüzünden binlerce firma içerisinden kendini altın gibi parlatan site ünvanına kavuşuyor. İşte tamda bu yüzden benim yazıma konuk olabiliyor 🙂

Müşteri önce hikayeyi satın alır

İçeriklerinizin kalitesi onu okuyan kişiler ve ziyaretçilerin gerçekten ilgisini çekiyor mu? Eğer çekmiyorsa içeriklerinize çeki düzen vermenizin zamanı gelmiştir. Peki bu konularda ne yapmak lazım? Öncelikle başlıklarınızı meta etiketlerinizi, Yazı fontlarınızı kontrol etmek ile başlayın.

Daha sonra içeriklerinizi resimler, videolar, slaytlar gibi görsel içerikler ile zenginleştirin.

Hikayenize eğlence katın

Sıkıcı Olmayın! Kimse aşırı kurumsallıktan hoşlanmaz. İşinize eğlence katamıyor ve hikayenizi hedef kitlenize anlatamıyorsanız anlatmayı bilen dijital pazarlama ve seo uzmanlarından destek almanız kadar doğal bir şey yok. Eğlenceli içeriklerin tüketildiği bir dijital dünyada biz bunu yaptık şunu yaptık demekten çok bakın biz bu firmalara şu desteği şu şekilde verdik (eğlenceli bir üslupla) dediğiniz takdirde sizi takip eden yada edecek potansiyel kitlenin dikkatini çekmeyi başarırsınız.

Bulunmaz hint kumaşı değilsiniz

Müşterilerime hep bu örneği veririm. Alınıp gücenecek bir şey yok aslında bunda ama bu bilinçte olmak lazım. Hiçbir kişi yada firma bulunmaz hint kumaşı değil. Dolayısı ile yaptığınız her şeyin kullanıcılara fayda sağlaması ve onların çıkarına göre hareket etmeniz gerektiğini unutmayın. Aksi takdirde rakiplerize gidiyor diye kendinizi boş yere üzeceksiniz.

Rakiplerinizi analiz ediyor musunuz?

Sektörünüz her ne olursa olsun rakiplerinizi incelemeniz kadar doğal bir şey yok. Onların iyi yaptığı şeyleri daha iyi yapmak, eksikleriniz doğru bir şekilde analiz etmek size + puan kazandıracaktır.

Yapılmışı yapma, söylenmişi söyleme

Yılmaz erdoğan’ın çok sevdiğim bir sözüdür. “yapılmışı yapma, söylenmişi söyleme.” Binlerce firmanın aynı yaptığı şeyi yapmanın bir esprisi yok. Eğer daha iyisini yapamıyorsanız 1001. ci sırada olmanız kadar doğal bir şey yok. İşinize renk katın, eğlence kattığınızda oyunun kuralları yeniden yazılacak

Kitap Önerim: Marka Hikayeleri

İstanbul’dan Endonezya’ya
Yazar: John Grant

Bugünlük benden bu kadar, başka bir gece 03:30 yazısında görüşmek üzere.